Tam anlamıyla Gossip Girl dizisi hakkında detaylı bilgim yok, takipçisi değilim ama kurgusunu, ilerleyişini haberler, bloglar, reklamlar ya da arada televizyonda rastlarsam birkaç göz atmayla az çok biliyorum.
Zengin liseli gençlerin aslında yaşadıkları şaşaalı hayatlarının çok da mükemmel olmadığını, kendileriyle çelişmelerini, çarpık aşk ilişkilerini ve buna benzer ergen sorunlarını konu alan klasik bir "amerikan gençlik" dizisi.
Bizim belki de alışık olmadığımız birçok şeyi onlardan izleyince normal geliyor, yadırgamıyoruz çünkü bu hayat tarzı, liseli yaşlarda yaşadıkları deneyimler vs. zaten onların "kültüründe" normal olan şeyler.
Peki bize ne oluyor yahu?
Biz ne zamandan beri televizyonlarda gençlere "komaya girene kadar için" mesajı vermeye başladık?
Ne zaman liseli gençler altlarında son model arabalarla okullarına gitmeye başladılar ve ne zamandır cinsel hayatları bu derece basitçe gözümüze gözümüze sokuldu?
Malum diziden bahsediyorum, gossip girl çakması olarak da bilinen fakat azıcık bölümüyle bile bazı konularda aslından bile hızlı geliştiğine inandığım saçma sapan küçük sırlar...
Bu diziyi ne kadar çocuğun ve gencin izleyebileceğini acaba bizim senaristlerimiz hiç düşünmüşler midir yoksa reyting uğruna "bir anlığına" unutmuş olabilirler mi bunu?
Başkalarından çaldığımız her dizi gibi bu dizinin de içi bomboş ama bi okadar da yanlış mesajlarla dolu.
Basmakalıp şeylerle boş konuşup kafa şişirmek değil niyetim ve tabi ki kimsenin zevkini tartışmak da değil. Dizinin iki bölümünü "gossip girl'e ne kadar benziyor" düşüncesiyle izledim. Bu doğrultuda yazıyorum bunları.
Lise çağında bir genç kızın bir gece bir erkeğin kollarındayken sabahına başka bir erkekle el ele tutuşmasını, alkol komalarına girip, evden kaçmasını ve hala da "kanatsız bir melek" gibi empoze edilmesini anlayamadım mesela.
Ya da yine aynı yaşlarda, sevdiği -aslında sadece sahip olamadığı için sevdiğini sandığı desek- çocuğun göz göre burnunun dibinde bu kanatsız melekle cilveleşip, bir yandan da kendisiyle işi pişirmesine ses çıkarmayan hatta bu yönde çocuğu destekleyen, "yiğidim aslanım, sen yine bana dönersin" modunda sözde fettan ama afedersiniz bir okadar da salak karaktere ne demeli?
Bir de zavallı başka bir kız var. Annesinin gölgesinde kalmış. Annesi ne kadar manken gibi, sağlıklı beslenme delisi, ve "hurraa koşu bantlarına" modundaysa, bu da okadar tersi. Arada depresyona girip anneden habersiz abur cubur yiyince lavaboya gidip kusuyor mesela. O ciddi bir hastalık değil miydi yahu?
Erkeklerden hiç bahsetmiyorum...
Çet ne ya? YUH! Bu kadar mı özenti olunur... Chuck, çet? çet çak? çak çet çak? Bir tane çakıcam ona :))
Önemli bir diğer konu da, bu karakterlerin birbirleriyle muhabbetleri. İşte o tam evlere şenlik birşey. Biz lisede iki çift laf edebiliyorduk gerçekten. Türkçe biliyorduk yani. Bunların muhabbeti nasıl ilerliyor, nasıl anlaşıyorlar takip etmek biraz güç. Erkekler sadece bel altı kızlar da sadece düzenbazlık alanında eğitimli gibiler. Dikkat edin, diyolaglarda bu ikilinin dışındaki herşey fos...
Karakterleri tartışmak yersiz biliyorum. Zira onlar liseli. En deli çağları. Onlarda mantık aramak yanlış.
Hem hepimiz liseli olduk. Hepimizin çevresinde böyle karakterler oldu ya da belki de bizdik bu karakterlerden biri. Meselede o değil zaten.
Üretken değiliz biz. Ne gerek var ki böyle bir uyarlamaya esinlenmeye ya da çalıntıya? Çakma olur da bu kadar mı olur? Bu kadar mı inandırıcılıktan uzak olur?
Biz hala bazı tabuları bırakın yıkmayı açıkça dile bile getiremezken, sokaklarda gördüğümüz elele tutuşan lise çağlarındaki gençleri "tüü ayıp ayıp" diye gözlerimizle döverken hatta bazı yerlerde bizzat girişirken, bu uğurda cinayet işlerken birgün televizyonu bir açıyoruz, ailecek izliyoruz, sabi sübyanda diyor ki "herhalde normal artık böyle şeyler, e hadi ozaman". Sonrası 3. sayfa haberleri, biliyorsunuz işte...
Birde şu konu var ki, son derece rahatsız edici, ekonomimiz tavan yaptı da tüm gençlerin altına porsche çekti anne babaları. Zengin ve görgüsüz+cahil ailenin henüz ehliyet alacak yaşı bile tutmayan çocuklarının altına son model arabayı çekip başka bir deyişle çocuğu oyalaması alışılmış birşey ama bunu bu kadar abartarak televizyona taşımak da nedir? Bu kadarını da bir arada görmemiştim. Biz gerçekten zengin bir ülkeymişiz ki artık burjuva liselilerimiz arabaları için iddiaya bile girer olmuşlar:)
Hem orası nasıl bir okuldur ki öğrenciler bu kadar rahat davranabiliyorlar? Milli Eğitim bu konuya el atsın, kol atsın, olmadı kafa atsın. Yapsın yani birşeyler. Zamanında liseli kızların etek boylarına karışmıyor muydu bu milli eğitim ya? Ne kadar gereksiz şey varsa yapıyorlar, bunu da yapsınlar. Bazı şeylere bir sınır getirilmeli ki bizlerde anlayabilelim orası gerçekten bir okul mu yoksa başka biryer mi.
Yukarda dedim ya üretmeyi bilmiyoruz diye biz de izlemeyi bilmiyoruz. Her izlediğimizi örnek almıyor muyuz? İşte bu dizininde gidişatı bu olacak, hele bir okullar açılsında görün. E örneklerle sabittir:
Biz kurtlar vadisi izleyip, ölen çakır karakteri adına gerçek cenaze düzenleyen bir milletiz,
Ya da pokemon izleyip kendini camdan atan çocuklarımız var bizim.
Tamam, televizyon başlı başına bir "aptal kutusu" ama onu bu kadar da günah keçisi yapmayalım. Madem onsuz olamıyoruz, faydalanmayı bilmeliyiz o halde, haksız mıyım? Ama bu şekilde faydalanmak değil.
"show business" ya da "show must go on" replikleri bizim lügatımızda olmasın.
Bizde de sapkınlıklarıyla rehabilitasyon merkezlerine kapatılacak gençler, 15inde hamile kalan ünlü çocuklar, "liseyi bitirdim ama üniversiteye gitmeyi düşünmüyorum" diyen rol modelleri olmasın!
Bizim gençlerimiz daha masum kalsın mümkünse. Lise bu kadar da berbat şeylerin yaşandığı bir dönem değildir. Lise çağları çok güzeldir.
Bu kadar uzun lafın kısası ben televizyonda böyle şeyler görmek istemiyorum. İster gerikafalı deyin ister tutucu, ama benim düşüncem bu yönde, değişmeyecek.
Sanmayın ki her akşam oturup "belgesel" izleyenlerdenim. Televizyonun hayatımızı işgal ettiği büyük pay azımsanmayacak boyutlarda, farkındayım. Ama izlemeyi bilmek lazım.
Bu dizi, izlemeyi bilenler için değil. Gençler için hiç değil.
Koskoca bir "kötü örnek". Ve hepimiz biliyoruz ki kötü örnek hiçbir zaman örnek gösterilemez.
Umarım benim gibi düşünen ebeveynler vardır. Çünkü gerek lise çağında bir kardeşim olması, gerek mesleğim vasıtasıyla liseli öğrencilerimden edindiğim tecrübeler ve birazda empatiyle onların bu zamanda herşeyi örnek alabilecekleri, herşeyi yapmak istedikleri ve dünyanın merkezinde olduklarını düşünmelerini bilmek zor değil ve aslında ihtiyaç duydukları en önemli şeyler dinlenilmek ve paylaşım. Kesinlikle altlarına çekilen son model arabalar, ya da uslansınlar diye sırf ceza amaçlı yurtdışında okutmak bir marifet değil. Yani sorumlu bireyler olmalıyız tamamda, özellikle anne babalar bilinçlenseler, sorumluluklarının farkında olsalar çok daha kendinden emin ve sağlıklı gençler yetişecektir.
Başlarda da söylediğim gibi kafa şişirmek değildi amacım, umarım öyle olmamıştır ve demek istediğimi anlatabilmişimdir.
Bu blog bu dizi hakkında ilk ve son kez yazdı. Bir daha da hiçbir şekilde, hiçbir alanına değinmeyecek.
Artık çok sıkıldım bu son dönem artan çakma dizilerden. Afedersiniz ama çakmanın da şeyini çıkardılar resmen!
Bari gençleri rahat bırakın.
Cem Yılmaz boşuna konuşmuyor değil mi?
Eğitim şart.

0 yorum:
Yorum Gönder