Buraya reklam eklenecek

31 Temmuz 2011 Pazar

Glam's News

Glam'den haberler yazısına hoşgeldiniz..

Kayıplarda geçen birkaç günü özetlemek istiyorum.

- Lanet Kpss çok kötü geçti ve başıma öyle bir olay geldi ki resmen yıkıldım. Şöyle ki, 1. oturumdan çıktıktan sonra "hadi şu okul ortamından uzaklaşalım, bişeyler içelim" diyerekten okul dışına çıktık, incirli ömür plaza'ya girdik, kahve içip okula dönücez. Okul çok yakın, altımızda araba, rahat davranıyoruz. Sınava tam 15 dk. kala okula girdik, ve ben artık 2. oturuma giricem, arabada çantamı arıyorum. Birden benden bi çığlık ve sevgiliyle aramızda geçen konuşma:
- Muta çantam yok!
- Nası yok, arkaya bak, bagaja mı koydun, dur sakin ol, iyi bak
- ya yok işte yok, hiç hatırlamıyorum çıkarken çantayı aldığımı. Kahretsin herşeyim içinde, sınava giriş belgemde dahil.
- Tamam şimdi sen beni burda bekle, hemen alıp geliyorum. Kaç dakkan var?
-15
-Tmm, telaş yapma, bekle burdan ayrılma, hemen alıp geliyorum.

-------

O dakikalar hiç geçmedi... Beklerken bayılıcam sandım. Aklımda tek düşünce. Dışarda oturmuştuk, Allah korusun kötü niyetli biri biz kalktıktan sonra masaya oturuverir, çanta onunmuş gibi alıp gidebilir, al başına belayı... Herşeyimin içinde olmasına mı yanayım, kendi kendime resmen sınava girme hakkımın yanmış olacağına mı...

Ben bu şekilde düşünüp kendime eziyet ederken sevgili geldi, çantayı bulmuş, sınav başlayalı 2-3 dakika olmuştu. Okulun içine nasıl koştuğumu, polis kontrolünden nasıl geçtiğimi ve sınav yerine nasıl uçarak gittiğimi tam hatırlamıyorum. Tek hatırladığım sıraya oturur oturmaz ağlamaya başlamam... Evet, herkes sınavda, ben kendimi sıka sıka ağlıyorum, çünkü sinirlerim boşaldı. Hadi eli boş dönseydi, hadi çantam gerçekten çalınsaydı. 10 dakika kadar hiçbirşey yapamadım. Sadece ağladım, su içtim, ağladım, su içtim. Su iyi geldi. Kendimi toparlayabildiğimde soruları çözmeye başladım, o psikolojiyle nasıl çözdüğümü tahmin edebiliyorsunuzdur heralde...

-Zaten 1. oturumu yetiştirememiştim, coğrafya'dan 1 tane bile soru çözmeye vakit kalmamıştı, bide üzerinde 2. ve asıl önemli oturum öncesi yaşadığım olayla resmen hayatımın en kötü gününü yaşamış oldum.

- Oysa sınav çıkışı Taksime gitmeyi planlıyordum. O moralle ne taksim ne başka biyer. sınav çıkışı okadar başım ağrıdı ki sadece eve gidip uyumak istedim.
3 gündür sevgilide kalıyordum, karşı tarafta. Oda zaten bu pazar gidiyor, sürekli görüşmeye çalışıyoruz, onun üzüntüsü de ayrı bi olay, bide benim bozuk psikolojimi çekti kaç gün.

- Haftasonu bol bol gezdirmeye çalıştı sevgili, pazar akşamı sinemaya gittik, Transformers'a, çok güzeldi. Gülmeyin ama Transformers'da bile ağlayabildim :)

- Cumartesi de moviemax'de Söz ve Müzik vardı, onu izledik. Romantik filmlerden hoşlanmayan ben, bu filmi beğenmiş olmamı yine buhranlı psikolojime bağlıyorum :)

-Vee alışveriş... Bir bayanın canı sıkılırsa moralini düzeltebilecek şeylerin başını alışveriş çeker. Benimde öyle oldu.. Peki işe yaradı mı? Hayır!! Bi ayakkabı aldım, büyük geldi. Onun için bile ağladım. Salak niye ağlıyosun, git değiştir, bi numara küçüğünü al, ayakkabılar kaçmıyo ki, dimi!
Neyse ayakkabıyı değiştirdim, bu seferde başka ayakkabıda aklım kaldı. Onu da alırsam moralim düzelir mi sizce :)

-Alışveriş demişken Markafoni'de Nautica kampanyası varken bir saat almıştım, beyaz diye aldığım saat, saman renginde garip bir renk olarak geldi, ve göründüğünden çok çok daha ufak. Kordonu da plastik, tam çakma saatlere benziyor. Bide ona üzüldüm. Ne güzel uygun fiyata beyaz bi saat bulmuştum diye sevinirken gelen şeyle şok! Hemen iletişime geçtim, yarın iade ediyorum. Ve şu aralar internet alışverişinden resmen nefret ettim. Aldıklarımdan hiç memnun kalmıyorum.

- İşte böyle dostlar... Can sıkıcı günler geçirdim. Kendimi çikolataya verdim tam 3 gündür, kısa süre içinde banada mutluluk hissettireceklerini umut ediyorum :) Bikaç bişe aldım, resim de çektim, yarın yazmaya başlayacağım inşallah.

-Hayat aptal bir sınavdan ibaret değil, bir öğretmen olarak ben bunu zaten çok iyi biliyorum, zaten sınavın kötü geçmiş olmasına değil, yaşadığım olaya üzülüyorum ve tabiki dikkatsizliğime...

-Neyse, herşeyin hayırlısı. Son yazımdan bu yana sadece yorumlarınızı yayınlayıp, yeni konuları okudum. Takipteydim ama bişeyler yazmak içimden gelmedi.

-Kendime gelebildiğim bu sıralar artık yazmayı özlediğimi hissettim. Kısa sürede görüşmek üzere..

Sevgiler :)

0 yorum:

Yorum Gönder